“…tüm zorlukları aştılar ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar…” mı acaba?
“…ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar”.
Bu söz tanıdık geldi değil mi?
Çocukluğumuzdan beri dinlediğimiz, okuduğumuz hikayelerin büyük kısmı hep böyle bitti. Türlü türlü maceralar yaşayıp büyük sorunların üstesinden gelerek amaçlarına ulaşan kahramanlarımız, hikayenin sonunda hak ettikleri mutluluğu elde ettiler. Biz de onlarla birlikte sevindik ve mutlu olduk. Artık onlar için endişelenmemize gerek yoktu, çünkü biliyorduk ki bundan sonra sonsuza kadar mutlu yaşayacaklardı.
Peki gerçekten sonsuza kadar mutlu yaşadılar mı, bu soruyu bir de o hikayelerin kahramanlarına sormak lazım aslında…
“Sonsuz mutluluk” diye bir şey var mı?
Ve bu soruya gelmeden önce sormamız gereken başka sorular da var;
Mutluluk denildiğinde ne anlıyoruz? Nedir, ne değildir? Nerede bulunur? Nasıl mutlu ya da daha mutlu olunur?
Mutlu olmayı biliyor daha da önemlisi mutlu olmayı gerçekten istiyor muyuz?
Evet, konumuz tüm yönleriyle mutluluk!
MUTLULUK NEDİR? MUTLULUK DENİLDİĞİNDE NE ANLIYORUZ?
Cevap çok basit gibi değil mi? Bildiğimiz mutluluk işte… Aslında çok kolay gibi görünen bu soru belki de dünyanın en zor ve cevabı en çeşitli olan sorusudur.
Tıpkı evlerimizin penceresinden gördüğümüz manzaranın farklı olması gibi, herkes kendisine ait bir bakış açısıyla dünyayı görüyor ve algılıyor. Hepimizin hayattan farklı beklentileri, farklı hayalleri var. Herkesin mutluluk anlayışının, mutluluk tarifinin başka olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Dolayısıyla mutluluğu adres tarif eder gibi tarif edemiyoruz.
Tarif demişken; usta şair Cemal Süreya;
“Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”
diye ne de güzel söylemiş. Kahvaltı ve yemek, elbette bizi mutlu eden şeyler. Sevdiklerinizle birlikte, acele etmeden, zamanla yarışmadan, anda kalarak ve anın keyfini çıkartarak yaptığınız bir kahvaltının tadı elbette ayrı. ‘Kalbe giden yol mideden geçer’ sözüne örnek biri olarak benim için tüm öğünler çok değerli ve ayrı birer mutluluk kaynağı. 🙂
“Her insan mutlu olmak ister ama mutlu olmak için önce mutluluğun ne olduğunu anlaması gerekir.” demiş Jean-Jacques Rousseau.
E mantıklı tabi. Önce ne olduğunu anlasak hiç de fena olmaz. 😀
Mutluluk; tanımını yaparken zorlansak bile sahip olmak istediğimiz bir duygu. İçinde kaybolacağımız bir labirent olmasada, kendimiz için doğru olan yolu bulmak için de biraz çaba harcamamız gerekiyor.
O zaman “mutluluğu” anlamaya, bu labirentte “mutluluk yolumuzu” bulmaya çalışalım…
MUTLULUĞUN KELİME TANIMI
Kelime “mut” ve “kut” köklerinden geliyor. “Kut” baht, yani şans anlamına geliyor. Aynı bizde olduğu gibi başka pek çok dilde de şans ile mutluluk anlamına gelen kelimelerin benzerlik gösterdiğini görebiliyoruz.
İngilizce mutluluk anlamına gelen “happiness” kelimesi de “hap” kökünden geliyor ve “hap” kelimesi “şans, tesadüf” anlamlarına geliyor.
Benzer şekilde Almanca “glück” ve Fransızca “bonheur” kelimeleri de mutluluk ve şans anlamına gelen diğer kelimeler.
Anlayacağımız o ki atalarımız mutluluk ile şansı yakından ilişkilendirmiş. Pek de haksız sayılmazlar. Şanslıysan mutlusundur, mutluysan da şanslı.
Bu biraz tavuk – yumurta ilişkisini andırıyor;
“Şans mı mutluluktan çıkar, mutluluk mu şanstan?”
Şu an ne kadar mutlusunuz bilmiyorum ama bu videoyu izlediğinize göre gerçekten şanslısınız demektir. Çünkü video içerisinde daha mutlu olmanızı sağlayacak pek çok şey bulacaksınız. 😀
MUTLULUK; GÜNÜMÜZDEKİ GÜNCEL TANIMI
Günümüzde mutluluk daha çok hayattan memnuniyet ölçüsü olarak tanımlanıyor.
Hayatından memnun ve tatmin olma, çoğunlukla olumlu duygular hissetme, nihayetinde de huzurlu, kendisi ve çevresi ile barışık olma hali. Ve diğer bir tabirle de ‘‘hayatından razı olma durumudur.’’
MUTLULUĞUN FELSEFESİ
Mutluluğun felsefesine baktığımızda Antik Yunan düşünürlerinden Aristoteles’in günümüzde halen genel kabul gören iki tür mutluluktan bahsettiğini görüyoruz.
- Bunlardan birincisi adını hedonizmden yani hazcılıktan alan hedonik mutluluktur;
“Hedonizm” terimi eski Yunanca’da “zevk” anlamına gelen “hedon” kelimesinden türemiştir (Weijers, 2011).
Çeşitli haz kaynaklarından elde edilen nispeten kısa süreli mutluluk çeşididir. Yapıldığı anda ya da yapıldıktan sonra bir süre daha keyif alınan aktiviteler örnek olarak verilebilir.
Genellikle, kişinin kendisini iyi hissettiren bir etkinlikte bulunmasına, bir isteğini gerçekleştirmesine, eğlenmesine, zevk ve keyif almasına eşlik eden duygudur.
Çoğu kez aklımıza geldiği anda bizi harekete geçirebilecek, yönlendirebilecek güçte düşünceler, dürtülerdir. Örneğin aniden ortaya çıkan bir çikolata yeme düşüncesi bizi uzun süredir yapışık olduğumuz koltuğumuzdan kolayca kaldırabilir. 😀 Buna da ‘‘çikolatanın kaldırma kuvveti’’ diyoruz.
Felsefede hazcılığın pek çok çeşidi vardır. Genel olarak zevkin iyi, acının kötü olarak tanımlandığı bir mutluluk çeşididir.
2. İkinci tür mutluluk ise “Eudaimonia” denen, kelime anlamı ‘iyi ruh hali’ anlamına gelen mutluluk türüdür. (Yudemonya)
Yunanca “eu” (iyi) ve “daimon” (ruh veya içsel rehber) kelimelerinin birleşiminden gelir. “Mutluluk”, “iyi yaşam” ve “erdemli yaşam” gibi anlamlar içerir.
Aristoteles, eudaimonia kavramını “iyi bir yaşam sürdürmek için en yüksek amaç” olarak görmüştür. Ona göre, insanlar iyi yaşama ve mutluluğa ulaşmak için erdemli bir yaşam sürmelidirler. Erdemli yaşam, cesaret, ölçülülük, adalet gibi değerleri geliştirmeyi ve uygulamayı gerektirir.
Bu tür mutluluğunun başlıca öğeleri, yaşamında anlam bulma, hayat amaçlarının olması ve yaşamı, yaşamaya değer bulmadır. Modern felsefede ve psikolojide, eudaimonia “anlamlı bir yaşam sürme” ve “kendi potansiyelini gerçekleştirme” ile ilişkilendirilir.
Yeme, içme, alışveriş yapma gibi bazı faaliyetler geçici yani hedonik mutluluğu insana getirirken, ihtiyacı olanlara yardım etmek ve bir öğrenciyi okutmak gibi içten gelen hareketler ve davranışlar eudemonik mutluluğun unsurlarıdır.
MUTLU YA DA DAHA MUTLU OLMAK BİZE NE KAZANDIRACAK?
Mutluluğun faydaları anlatmakla bitmeyecek kadar fazla. Daha yavaş yaşlanarak daha uzun yaşamak, daha az stres, daha güçlü bir bağışıklık sistemi, pozitif tutum ve buna bağlı olarak daha iyi ilişkiler, iş hayatında başarı, yaratıcılık ve daha bir çok şey mutluluk seviyesine bağlı. Yani mutlu olmak için neden çok, olmamak için bahane yok.
PEKİ DAHA MUTLU OLMAK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?
Mutluluğun herkes için geçerli, genel bir tarifi olmadığını ve herkesin mutluluk kaynaklarının farklı olduğunu belirtmiştik.
Dolayısıyla bunu yaparsanız 100% mutlu olursunuz denilebilecek garantili, sihirli bir formül yok. Ama huzurlu, keyifli, coşkulu bir hayata ulaşmak ve kendimizi daha iyi hissetmek için, içimizde ve dışımızda fark etmemiz gereken pek çok şey var. Bu videonun amacı da bu farkındalığı artırmak.
Oldukça uzun süren araştırmalar sonucunda oluşturduğum, kendim de deneyimlediğim ve birazdan sıralayacağım başlıkları dinlediğinizde mutlaka sizin için faydalı olacak şeyleri bulacaksınız. Bununla birlikte konuşacaklarımızı denedikçe hayatınızda uyguladıkça farklı keşifler yapacak ve daha mutlu bir hayata giden kendi yolunuzu çizeceksiniz.
Denemeleriniz sonrasında yaşadığınız tecrübeleri yorumlarda paylaşırsanız çok mutlu olurum.
Aslında buraya ekleyecek başka maddeler de var ama videonun da bir yerde bitmesi gerekiyordu. 🙂 Öncelikli olduğuna inandıklarımı burada sizinle paylaşıyorum. Belki hep birlikte bu konuya daha sonra tekrar döner başka başlıklarda da mutluluk arayışımıza devam ederiz.
Evet, şimdi her biri kendi içerisinde oldukça detaylı bir şekilde anlatılmayı hak eden bu başlıklara hep birlikte bakmaya başlayalım.